Zafer Yahut Hiç - Mustafa Kutlu
Kitapların bizlerde bıraktığı etkileri sizlerle tüm içtenliğimizle paylaşıyoruz.
Tek kelimeyle harika bir kitap demek, zannımca kifayetsiz kalacak. İstanbul'a yakın bir belde de geçen bu hikâyenin kurgusu yıllar önce okumaya giden Ferit, belediye başkanı dayısını görmek için gelmesi ile başlamıştır. Köye daha giriş yapmadan, minibüsçü ile sohbet imkânı bulan Ferit, köy hakkında epey bir bilgiye sahip olur. Minübüsten iner inmez dikkatini çeken dere ve onun pis kokusu doktor olması hasebiyle dikkatini çeker. Dere kenarına kurulan fabrikalar, iş hanları atıklarını bu dereye akıtır. Daha sonra köyde fenalaşan birini görür ve ona eşlik edercesine ambulansa binip sağlık ocağına gider. Bu kişi köyün öğretmeni Oya Hanımdır. Kaderleri ortak gibidir tek fark Oya'nın evlenip boşanmış olmasıdır. Zaten bu köye gelen herkes birçok sıkıntıyı atlatıp dinginliğe kavuşmak için gelmiştir. Ve bu köye gelen herkesin hikayesi nerdeyse aynıdır. Bulut Komiserin, Neriman'ın, Kahveci Hamdi'nin, tabi başkan ve ailesi de aynı saikler ile gelmiştir. Hikaye trajik olarak Bulut'un, Oya'nın ve Bulut'un oğlu Kerem'in ölümü ile son bulur. Kutlu, kentleşme, sanayi kirliliği ve devletin gerçekleri gibi, evlilik sorunsalı, imkansızlık, aşkın merhameti ve sevgilide hasret gibi sosyal konulara bu hikaye üzerinden değinerek güzel bir eleştiri getirmiştir. Tabii insanı üzerine çeken konu bu eserde aşktır. Çünkü yazar, okurun dikkatini aşk üzerinde tutarak, tahteşşuuruna işlenmek üzere birtakım kavramlar ve gerçekler ile birkez daha özgünlüğünü, kurgu kibarlığı olan dehalığını keskince göstermektedir. Keyifli okumalar...